“İyi bir jenerasyon yakaladığımıza inanıyoruz”
40 yıldır güreş camiasının içinde olduğunu kaydeden Eroğlu, “Gençlerimizin, güreşçilerimizin potansiyelinin farkındaydık ama demek ki bugüne kadar birileri farkında olmadı. Bunlar dokunduğunuz zaman, aynı dili ve duyguları paylaştığınız zaman, doğru kanalize ettiğiniz zaman Türk güreşinin önünde hiçbir engel duramaz. Duramıyor da zaten. Düşünün; aynı sporcular, aynı şampiyonalarda hiçbir zaman şampiyon olmuyordu, Rıza’sı, Taha’sı, Yasemin’i. Şimdi ne oldu da oluyor? Demek ki doğru işler yapıyoruz. Bu çocuklar gerçekten Türk milletinin yetiştirmiş olduğu, özellikle Cumhuriyet’in birinci yüzyılında beş kez dünya şampiyonu olarak güreş tarihine geçmiş Rıza Kayaalp, kadın güreşinde iki kez dünya şampiyonu olmuş, olimpiyat madalyası almış Yasemin Adar, serbest güreşte Avrupa, dünya, olimpiyat şampiyonu Taha Akgül. Bunlar gerçekten birinci yüzyıldan, ikinci yüzyıla taşımak istediğimiz değerlerimiz. Bu şampiyonlarımızın yanında Buse Çavuşoğlu, Ali Cengiz, Burhan Akbudak, Murat Fırat, Adem Burak Uzun, Yunus Emre Başer, dün şampiyon olan Hamza Bakır, Muhammet Gimri, sadece 3-4 gün önce U23’te dünya şampiyonu oldu bu çocuklar. Yine alt yapıdan gelen Nesrin Baş var. Sayıları çoğaltmak için ekip olarak çok çalıştık. Alternatifimiz fazla olduğu zaman sporcunun biri zinde olmazsa diğeri kazanıyor. Türk milletinin çocukları bize emanettir diyerek yola çıktık. Güçlünün değil, her zaman iyi olanın, kazananın, başarı gösterecek sporcuların yanında olduk. Bunlar da bize kısa zamanda kendilerini gösterdiler. İyi bir jenerasyon yakaladığımıza inanıyoruz. İnşallah Türk güreşinin geleceği, bugün de olduğu gibi, emin ellerde olmaya devam edecek. Bu şampiyonlar da bu misyonu sürdürmeye devam edecek. Bende eski bir şampiyon ağabeyleri, başkanları olarak onlarla yol yürümeye, başlarında olmaya devam edeceğim” diye konuştu. bizbet
“Bu bir kültürlenme işi”
Altyapıdan yetenek seçimini ve gelişimlerinin nasıl sağlandığını da paylaşan Şeref Eroğlu, “Yetenekli çocukları teknik heyetlerimiz, antrenörlerimiz takip ediyor. Yıldızlar ya da gençlerde derece yapan çocuğu keşfettiğimiz zaman A takıma alıyoruz. Serbestçiyse Taha ağabeyinin, grekoromenciyse Rıza ağabeylerinin, kadınlarda ise Yasemin ablalarının misyonuyla yollarına devam ediyorlar. Onlara ‘Aradığınız hiçbir şey uzakta değil. Yanınızda. Avrupa, dünya ve olimpiyat şampiyonu ağabeyleriniz yanınızda. Etten kemikten. Çalışmalarına, fedakarlıklarına, sabırlarına, kendilerini işlerine adamalarına bakın. Doğru yolu bulursunuz’ diyoruz. Onları milli takımlarımızda yetiştiriyoruz. 17-18-19 yaşında benim A milli takımımda çok sporcu var. Bu bir kültürlenme işi. Ben bunu doğru anladığımı ve doğru anlattığımı düşünüyorum. Çocuklar bundan etkileniyorlar” şeklinde konuştu.